Nesebin Reddi (Babalık Davası) ile Boşanma Davasının Birlikte Yürütülmesi ve Bu Davalardan Doğan Sorunların Çözümü

Boşanma davası açılmasının birçok sebebi olup, bu sebeplerden biri de, evlilik birliği içinde davalı annenin eşinden başka birinden hamile kalması ve bu durumun davacı koca tarafından öğrenilmesidir.

Resmi baba tarafından nesebin reddi davası, yani halk tabiriyle babalığın reddi davasının açılması ile birlikte davacı baba tarafından aynı zamanda davalı eşe karşı boşanma davası da açılmaktadır. Her ne kadar, çocuğun babaya ait olmadığı kolayca ortaya çıkartılır ve davacı hem resmi babalıktan kurtulur hem de boşanma gerçekleşir diye düşünülebilecek ise de, aslında bu tür davalar oldukça zahmetli ve davanın çok uzamasına sebebiyet verecek riskli unsurlar taşımaktadır.

Öncelikle davacı kocanın, davalı kadına karşı başlatmış olduğu boşanma davasında, doğan çocuğun davacı kocaya ait olmadığı iddia edildiği zaman, boşanma davası sonunda resmen davacı babanın nüfusunda kayıtlı olan çocuğun dava sonunda velayeti ve nafaka bağlanıp bağlanmayacağı konularının da karara bağlanabilmesi için ayriyeten yine aile mahkemesinde açılmış nesebin reddi (babalığın reddi) davasından aldırılacak DNA Testi rapor sonucunun beklenmesi gerekecek ve bu bekleme de davacı baba için bir çok sorunun başlangıcının sebebi olacaktır.

Davacı baba, davalı kadının başka bir kişi ile ilişkisi olduğunu somut delillerle ispatlamış olsa, hatta davacı kadın çocuğun gerçek babasının davacı kocasının olmadığını, başka birisinin olduğunu açıkça mahkemede kabul etse dahi bile, babalığın reddi davasına bakan aile mahkemesi hakimi DNA testi yaptırmadan ve bu raporda çocuğun davacıdan olmadığının bilimsel olarak kanıtlandığını görmeden nesebin davasının kabulüne ve çocuğun davacının nüfusunda çıkartılmasına karar veremeyecektir.

Bundan başka, babalığın reddi davasına bakan aile mahkemesi, çocuğun henüz reşit olmaması ve davalı annenin de bu davada çocuğu temsil etmesinin de hukuken imkansız olması nedeniyle davacı tarafa Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çocuğa kayyım atanması amacıyla dava açması için yetki verecek ve davanın sonuçlandırılabilmesi için ayrıca kayyım davasının sonucunun beklenmesi ve çocuğa kayyım atandıktan sonra kayyıma tebligat çıkartılarak davaya katılmasının sağlanması beklenecektir.

Yukarıda özetle açıladığımız, davalı annenin evlilik birliği içinde başka bir kişiden hamile kalması ve çocuk dünyaya getirmesi sonucunda başlayan boşanma ve babalığın reddi davaları sürecinin kısa bir süre içinde boşanma davasının, nesebin reddi davasını beklediği, nesebin reddi davasının da çocuk için kayyım atanması için açılan kayyım davasının sonucunu beklediği bir sürece girdiği görülecektir.

Başlayan bu 3 lü dava sürecinden birinde yaşanacak bir tıkanıklık, örneğin, davalı annenin, davacı kocadan korktuğu için adresini değiştirmesi ve mahkemeye bildirmemesi nedeniyle kayyım davasına bakan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin zabıta yoluyla davalı annenin adresine ulaşamaması ve bu yüzden Sulh Hukuk Mahkemesi'nin çocuk için kayyım atayamaması veya davalı annenin DNA testi için çocukla birlikte kan vermeye gelmeyi reddetmesi gibi nedenlerle davaların sonuçlandırılamaması hallerinde hem babalığın reddi davası sonuçlandırılamamakta, hem de nesebin reddi davasından alınacak DNA testi sonucunu bekleyen boşanma davasının karara bağlanamaması davacı baba için sıkıntılı bir bekleme sürecinin başlamasına sebebiyet vermektedir.

Her ne kadar toplumda, anne çocukla kan vermeye gelmeyi reddetmesi veya gelmemesi halinde mahkeme annenin kusurlu olduğunu kabul ederek DNA testi yapılmasına gerek kalmadan babalığın reddi davasının kabul edileceğini ve bu sayede çocuğun, babanın nüfusundan çıkartılacağı, boşanma davasının da kabul edileceğini düşünülse de bu düşünce doğru değildir. Çocuğun menfaatleri ve hukuki durumu davalı annenin kararına bağlı olmadığından, yani onun salt annenin DNA testi için gelmeyi reddetmesi tek başına çocuğun bundan sonraki yaşamını etkileyecek hukuki durumunu belirlemeye yeterli olmadığından mahkeme DNA testi yaptırıncaya kadar karar veremeyecektir.

Babalığın reddi, nesebi reddedilen çocuğa kayyım atanması ve boşanma davasından oluşan üçlü dava sürecinin uyumlu ve sorunsuz bir şekilde en kısa sürede sonuca ulaştırılması hem davacı baba hem de nesebi reddedilen çocuk için en doğru sonuç olup bu sürecin bu davalarda birikim ve tecrübesi olan bir boşanma avukatı tarafından yürütülmesi ileride yaşanacak gecikmeleri bertaraf etmek adına gereklidir. Antalya boşanma avukatı ve Egin Hukuk Bürosu olarak yürüttüğümüz, sonuçlandırdığımız ve hala yürütmekte olduğumuz bir çok babalığın reddi ve boşanma davalarından kazandığımız deneyim ve yüz yüze kaldığımız uygulamadan kaynaklanan sorunların çözümünden edindiğimiz tecrübe ve birikimimizle bu tür davalarda, aynen diğer aile hukukunda doğan davalarda olduğu gibi hizmet vermeye hazırız.